Belirlenen noktalarda buluşarak ilk gezi yerimiz olan Çoruma doğru yola çıkıyoruz

Hititlerin Kalbinden Şehzadeler Şehrine: Amasya Rüyası

Antalya'dan akşamsaatlerinde yola çıkacağız, ilk durağımız Hitit İmparatorluğu'nun başkenti Hattuşaş olacak. Tarihin derinliklerine inerek, Hititlerin görkemli mimarisine tanıklık edeceğiz. İlk olarak, devasa yapısıyla büyüleyen Büyük Tapınak'ı gezecek, ardından sırasıyla Büyük Kale, üzerindeki yazıtlarla dikkat çeken Nişantaşı ve mistik Hiyeroglifli Oda'yı keşfedeceğiz. Güney Kale, etkileyici Kral Kapısı ve diğer tapınakları ziyaret ettikten sonra, eşsiz manzarasıyla fotoğraf tutkunlarını büyüleyecek Yer Kapı'da kısa bir mola vereceğiz. Son olarak, gizemli Sfenksli Kapı ve heybetli Aslanlı Kapı'dan geçerek, Hititlerin dini inançlarının izlerini süreceğimiz Yazılı Kaya'ya doğru ilerleyeceğiz. Burada, Tanrı Tuthaliya ve diğer tanrılara adanmış, her bir tanrının sembolünün titizlikle işlendiği kaya kabartmalarını yakından göreceğiz. Hititlerin yeni yıl şenlikleri için kullandığı bu kutsal alanı ziyaret ettikten sonra, Çorum ve Mecitözü üzerinden Şehzadeler Şehri Amasya'ya doğru yola çıkacağız.

Amasya'da Aşk ve Tarihin İzinde

Amasya'ya varışımızla birlikte, yöresel lezzetlerle dolu zengin bir öğle yemeği bizi bekliyor olacak. Yemeğin ardından, efsanelere konu olmuş Ferhat ile Şirin Su Kanalları'na doğru yola çıkacağız. Helenistik döneme ait olduğuna inanılan ve Ferhat'ın Şirin'e duyduğu aşkla dağları delerek oluşturduğu bu su kanallarının hikayesini dinlerken, adeta o büyülü atmosfere kendinizi kaptıracaksınız.

Aşkın izlerini takip ettikten sonra, Amasya'nın zengin tarihini gözler önüne seren Amasya Müzesi'ni ziyaret edeceğiz. Burada, Tunç Çağı'ndan Osmanlı'ya kadar uzanan geniş bir zaman dilimine ait arkeolojik eserler, etnografik objeler, sikkeler, mühürler ve el yazmaları gibi paha biçilmez koleksiyonları inceleme fırsatı bulacağız. Özellikle, İlhanlılar dönemine ait etkileyici mumyalar, ziyaretçileri tarihin derinliklerine sürükleyecek.

Müze ziyaretimizin ardından, Osmanlı mimarisinin zarif örneklerinden biri olan II. Bayezid Külliyesi'ne geçeceğiz. Sultan II. Bayezid'in oğlu Şehzade Ahmet tarafından Amasya'ya hediye olarak yaptırılan bu külliyenin içinde yer alan camiyi gezecek, kütüphane ve aşevi gibi yapıları yakından inceleyeceğiz.

Yeşilırmak'ın huzur veren kıyısında yer alan Şehzadeler Parkı'nda yapacağımız kısa bir yürüyüşün ardından, Roma döneminden kalma ve hala kullanılan Alçak Köprü üzerinde unutulmaz fotoğraf kareleri yakalayacağız. Amasya'nın simgesi haline gelmiş olan Yalı Boyu evlerini ise en güzel noktadan fotoğraflayarak bu anı ölümsüzleştireceğiz.

Son olarak, Amasya Kalesi'ni ve Helenistik dönemde bölgede hüküm sürmüş Mitridat Krallığı'na ait büyüleyici Kaya Mezarlarını panoramik olarak fotoğraflayacağız. Hükümet Köprüsü ve tüm ihtişamıyla yükselen Saat Kulesi'ni gördükten sonra, şehir merkezinde serbest zamanın keyfini çıkararak bu dopdolu günü tamamlayacak ve otelimize yerleşeceğiz.
Konaklama TOKAT

Otelimizde alacağımız lezzetli bir kahvaltının ardından, Tokat'ın büyüleyici doğa harikası Ballıca Mağarası'na doğru yola çıkıyoruz. (Ziyaret tarihimizde açık olması durumunda) Bu gizemli mağara, 8 salonu, 680 metrelik uzunluğu ve 95 metrelik yüksekliğiyle sizi kendine hayran bırakacak. Dünyanın en büyük ve en görkemli mağaralarından biri olan Ballıca, henüz keşfedilmemiş bölümleriyle de sırlarını koruyor. Yaklaşık 3,4 milyon yıllık geçmişiyle, doğal bir müzede gezer gibi hissedeceğiniz mağara, eşsiz Soğan Sarkıtları ile uluslararası alanda büyük önem taşıyor. Her adımda şaşkınlık ve heyecan duyacağınız bu gizemli yolculukta, doğanın sanat eserlerine yakından tanık olacaksınız.

Ballıca Mağarası'ndaki keşfimizin ardından, Tokat'ın meşhur lezzeti Tokat Kebabı'nın tadına bakmak üzere öğle yemeği molası vereceğiz. Geleneksel Tokat Kebabı'nın eşsiz lezzetine doyamayacaksınız!

Molamızın ardından, Tokat'ın tarihi dokusunu keşfetmeye devam edeceğiz. İlk durağımız, şehrin kendine özgü mimarisini yansıtan Tarihi Tokat evleri arasında keyifli bir yürüyüş olacak. Ardından sırasıyla, ilginç adıyla dikkat çeken Sık Dişini Helası, şehrin kalbi Ulucami ve Tokat Kalesi eteklerinde bulunan Tokat Arkeoloji Müzesi ile Tokat Şehir Müzesi'ni ziyaret edeceğiz. Modern müzecilik anlayışıyla tasarlanmış bu müzelerde, Anadolu tarihine ışık tutan çok önemli eserleri yakından görme fırsatı bulacaksınız

Müzelerdeki kültürel yolculuğumuzu tamamladıktan sonra, doğanın kucaklayıcı güzelliği Tomara Şelalesi'ne doğru yola çıkacağız. Buradaki gezimizin ardından, konaklamak üzere otelimize geçiyoruz.
Konaklama Gümüşhane
 

Sabah Otelimizde alacağımız kahvaltı sonrasında Hasiköy gezimiz olacak Hamsiköy sadece bir lezzet durağı değil, aynı zamanda doğa tutkunları için de cennet köşesi. Yürüyüş parkurları, temiz havası ve dingin atmosferiyle ruhunuzu dinlendirebilir, eşsiz fotoğraflar çekebilirsiniz. Kışın bembeyaz kar örtüsüyle büründüğünde ise kartpostallık görüntülere sahne olur.  Burada geçireceğimiz serbest zamanın ardından Sümela Manastırına doğru yola çıkacağız. Trabzon'un Maçka ilçesinde, yeşilin her tonunu barındıran Altındere Milli Parkı, başlı başına bir cennet. Gürül gürül akan dereleri, alabildiğine uzanan yemyeşil ormanları, dik yamaçları ve pırıl pırıl havasıyla adeta ruhunuzu dinlendiren bir vaha. Doğa yürüyüşleri, kuş gözlemciliği, kampçılık ve fotoğrafçılık için ideal bu park, aynı zamanda birçok yaban hayvanına ve endemik bitki türüne de ev sahipliği yapıyor. Burada geçireceğiniz her an, doğanın eşsiz güzelliğini iliklerinize kadar hissedeceksiniz.
Ancak Altındere Milli Parkı'nı asıl eşsiz kılan, içinde barındırdığı o inanılmaz yapı: Sümela Manastırı. Yüksekliği 270 metreyi bulan sarp bir kayalığın yamacına, adeta bulutlara asılmış gibi inşa edilmiş bu manastır, görenleri hayran bırakıyor. Milattan sonra 4. yüzyıla kadar uzanan köklü tarihiyle Sümela, Bizans İmparatorluğu döneminden Osmanlı'ya kadar uzanan birçok medeniyete tanıklık etmiş, dini ve kültürel bir merkez olmuştur. Buradaki gezimizi de tamamladıktan sonra Otelimize geçiyoruz.

Konaklama Oteli: Trabzon daki otelimizde

Sabah otelimizde alacağımız enfes bir kahvaltının ardından, Karadeniz'in yeşillikler içindeki kalbine doğru yola çıkıyoruz! Derepazarı ve İyidere istikametini takiben Of'a ulaşacak, sonrasında yemyeşil Solaklı Vadisi'ni takip ederek Dernekpazarı, Çaykara ve Taşkıran üzerinden, Karadeniz Bölgesi'nin en önemli turizm merkezlerinden biri olan Uzungöl'e varacağız. Yol boyunca dağların yamacına kurulmuş şirin evleri seyrederek, doğanın büyüsüne kapılacaksınız.Uzungöl'de vereceğimiz serbest zamanda, masalsı göl manzarasına karşı unutulmaz fotoğraflar çekebilir ve anın tadını çıkarabilirsiniz. Burası, her mevsim ayrı bir güzelliğe bürünen, adeta bir kartpostal köşesi!Uzungöl'ün eşsiz güzelliğini daha da derinlemesine keşfetmek isteyenler için harika bir alternatif tur seçeneği sunuyoruz! Uzungöl'den bineceğimiz minibüslerimizle, adeta gökyüzüne tırmanır gibi, 2250 metre yüksekliğe doğru yolculuğumuza başlayacağız. Yeni açılan terasından Uzungöl'ü kuşbakışı fotoğrafladıktan sonra, kendinizi bulutların üzerinde, kuşlar kadar özgür hissedeceğiniz Karester Yaylası'na ulaşacağız.

Bu heyecan verici yolculuk sırasında, şanslıysanız bulut denizleri üzerinde seyahat etme fırsatı bile yakalayabilirsiniz; bu, rüya gibi bir deneyim olacak! Yaylaya vardığınızda, bir yanda muazzam bir uçurumdan Uzungöl'e bakmanın baş döndürücü hazzını yaşayacak, diğer yanda yaylanın dümdüz, tertemiz havasında keyifli bir yürüyüş yapabileceksiniz. Vereceğimiz serbest zamanda, yeni sağılmış sıcacık süt, bal, çay veya kahve içerek yaylanın dinginliğini hissedebilir, çevrenizdeki doğanın büyüsünü ölümsüzleştiren muhteşem fotoğraflar çekebilirsiniz.

Ardından: Karadeniz'in sonsuz yeşili içinde, hırçın derelerin sesiyle dans eden, mis gibi çay kokularıyla sarılıp sarmalanan bir cennet köşesi var: Çeçeva Çay Bahçeleri! Burası, sadece bir çay bahçesi değil, aynı zamanda ruhunuzu dinlendirecek, gözlerinizi şenlendirecek ve damaklarınızı şenlendirecek eşsiz bir deneyim sunuyor. Burada da vereceğimiz serbest zaman ardından Ayder e Geçiyoruz. Ayder Yaylası! Rize'nin Çamlıhemşin ilçesine bağlı bu büyülü yer, 1350 metrelik rakımıyla, size doğanın en saf halini sunuyor.

Ayder'e giden yol, başlı başına bir şölen! Çay tarlaları arasından kıvrılan yollar, Fırtına Deresi'nin hırçın akışına eşlik ederken, her virajda karşınıza çıkan panoramik manzaralar nefesinizi kesecek. Yol boyunca göreceğiniz geleneksel ahşap evler ve tarihi kemer köprüler, bölgenin otantik dokusunu gözler önüne seriyor.

Ayder'e vardığınızda sizi karşılayan ilk şey, ladin ve kayın ormanlarının o mis gibi kokusu ve tertemiz yayla havası oluyor. Burası, stresin ve şehir gürültüsünün unutulduğu, sadece doğanın sesinin yankılandığı bir yer.

Ayder'in en sembolik güzelliklerinden biri, "Gelintülü Şelalesi". Yüksek kayalıklardan bembeyaz bir tül gibi süzülerek dökülen bu şelale, adeta bir gelin duvağını andırıyor ve fotoğraf tutkunları için eşsiz kareler sunuyor. Şelalenin serin sularının ve çevresindeki yemyeşil bitki örtüsünün huzur veren atmosferi, sizi anında etkisi altına alacak.

Ancak Ayder sadece görsel bir şölen sunmuyor, aynı zamanda şifalı kaplıcalarıyla da ünlü. 260 metre derinlikten gelen ve yaklaşık 50 derece sıcaklığa sahip olan bu mineralli sular, yüzyıllardır sağlık arayanlara şifa dağıtıyor. Modern tesislerde kaplıca keyfi yaparken, doğanın kucağında yenilenmenin ve dinlenmenin tadını çıkarabilirsiniz. Ardından otelimize geçiyoruz
Konaklama Ayder veya Fırtına vadisi

Bu gün doğanın tadını doya daya çıkaracağımız gün.
Sabah otelimizde alacağımız kahvaltı sonrası Çat Vadisi'ne doğru ilerliyoruz. Burada, eski ticaret yolunu korumak amacıyla stratejik bir noktaya kurulmuş olan Zil Kale'yi tarihi köprüleri Sevdaluk dizisinin çekildiği cinciva köyünü ve coşkun sularıyla ünlü Polevit Şelalesi'ni keşfedeceğiz. Ardından, eşsiz manzaralarıyla ünlü Sal ve Pokut Yaylaları'nda unutulmaz anılar biriktireceğiz. Ardından otelimize geçiyoruz

Konaklama Oteli: Fırtına vadisiveya Arhavi deki otelimizde
 

Sabah, Doğu Karadeniz'in tazeleyici atmosferinde yapacağımız kahvaltının ardından, Artvin'in yemyeşil coğrafyasına doğru yola koyuluyoruz. Hopa'yı geride bırakırken, yolculuğumuz boyunca bize rehberlik edecek olan heybetli Çoruh Nehri'nin kıyısından ilerleyeceğiz. Yaklaşık iki buçuk saat süren bu keyifli yolculuk, bizleri Borçka ilçe merkezine ulaştıracak. Burada, Karagöl'ün büyülü dünyasına açılan daha küçük araçlara transfer oluyoruz.

Borçka merkezinden 27 kilometre mesafede, deniz seviyesinden 1450 metre yükseklikte saklı bir cennet bizi bekliyor: Karagöl. 19. yüzyılın başlarında, Klakur (Aralık) Yaylası yakınlarındaki bir tepenin heyelan sonucu kapanmasıyla oluşan bu doğal güzellik, etrafını saran yoğun orman örtüsüyle adeta bir tabloyu andırıyor. Karagöl'ün huzur dolu atmosferinde yapacağımız yürüyüşler ve fotoğraf molalarıyla bu eşsiz manzarayı kalbimize kazıyacağız. Gölün dingin sularına yansıyan ağaçların görüntüsü ruhumuzu dinlendirecek.

Karagöl'ün büyüleyici atmosferini geride bırakarak, öğle yemeği için Borçka ilçe merkezine dönüyoruz. Burada alacağımız yöresel lezzetlerle dolu öğle yemeğimizin ardından, arzu eden misafirlerimizle bambaşka bir kültürü keşfetmek üzere Gürcistan'ın hareketli şehri Batum'a doğru yola çıkıyoruz. Sarp Sınır Kapısı'ndaki pasaport işlemlerimizi tamamladıktan sonra, Adjara bölgesine giriş yapıyoruz.

Batum'a doğru ilerlerken, Hz. İsa'nın on iki havarisinden biri olan St. Mathias'ın mezarının da bulunduğu, Roma döneminden kalma ve son olarak Osmanlılar tarafından kullanılan tarihi Gonio-Apsaros Kalesi'ni aracımızdan panoramik olarak görüyoruz. Sovyet Rusya döneminde Rus askerlerinin eğitim alanlarına tanık olurken, Bayburt'tan doğup Batum'a kadar uzanan ve kendine özgü kıvrımlarıyla dikkat çeken Çoruh Nehri ve üzerindeki tarihi Gonio Köprüsü'nü seyrederek şehir merkezine doğru yol alıyoruz.

Adjara Özerk Bölgesi'nin yönetim merkezi Batum'da, tarihi dokuyu yansıtan Orta Camii'ni, Avrupa meydanlarının şıklığını sunan Piazza Meydanı ve Saat Kulesi'ni, farklı inançların hoşgörüsünü simgeleyen Gürcü Ortodoks ve Ermeni Kiliseleri'ni ziyaret edeceğiz. Modern mimarinin etkileyici örneklerinden olan Avrupa Meydanı, Medea Heykeli ve Poseidon Anıtı şehrin dinamizmini gözler önüne sererken, Tiyatro Binası ve yenilenen yüzüyle Batum Limanı da görülmeye değer yerler arasında. Batum'un canlı atmosferini soluyacağımız Batum Bulvarı'nda keyifli bir yürüyüş yapacak, ardından Türk Konsolosluk binamızı da görerek alışveriş için kısa bir serbest zamanımız olacak.

Not: Batum gezisine katılmak istemeyen misafirlerimiz için, Artvin'in el değmemiş doğal güzelliklerini keşfedeceğimiz Kamelot Vadisi, Çifte Köprü ve Mencuna Şelalesi gezisi harika bir alternatif sunuyor. Bu bölge, doğa tutkunları için unutulmaz manzaralar ve huzurlu bir atmosfer vadediyor.
Konaklama Oteli: Hopa-Ardeşen veya Rize de

Otelimizde alacağımız kahvaltının ardından, yöresel el sanatlarının ve yaylaların büyülü dünyasına doğru bir yolculuğa çıkıyoruz. İlk durağımız, Rize Bezleri atölyesi ve satış mağazası. Burada, Karadeniz'in geleneksel dokuma sanatının inceliklerini keşfediyor ve yöresel ürünler satın alma fırsatı buluyoruz. Ardından, Sürmene Bıçak Atölyesi'ni ziyaret ederek, dünyaca ünlü Sürmene bıçaklarının yapım aşamalarını yakından izliyoruz. Bir çay fabrikasını ziyaret ederek, meşhur Karadeniz çayının yapım süreçlerini öğreniyoruz.
Ardından Trabzon'a doğru dönüş yolculuğumuza başlıyoruz. Yolumuz üzerinde, Atatürk Köşkü'nü ve Ayasofya Camii'ni ziyaret ediyoruz. Bu tarihi yapıları gezdikten sonra yöresel lezzetlerden öğle yemeğimizi alıyor ve bir sonraki durağımız Ordu Boztepeye doğru yola çıkıyoruz. Teleferiklerle çıkacağımız Böztepe de Dağ kızağı yapabilir yamaç paraşütü deneyimleyebilir yada manzara eşliğinde kahvenizi yudumlayabilirsiniz.
Buradaki gezimizi tamamladıktan sonra otelimize geçiyoruz.
Konaklama Samsun

Kahvaltı sonrası otelimizden ayrılıyoruz ilk durağımız Bandırma vapuru rehberimizin anlatımları sonrası ilk adim ve Atatürk Heykelini gördükten sonra Sinop a geçiyoruz. Sinopta Kale gezisi ve Filimlere şiirlere türkülere konu olan sinop ceza evini gezdikten sonra Meşhur sinop mandısıyla öğle yemeğini alacağız. Ardından farklı bir güzellik olan Tatlıca şelalelerini gezip Kastamonuya varacağız.
Akşamüstü saatlerinde varacağımız Kastamonu da Akşam yemeğimizi alıp şehir gezisini yaptıktan sonra dönüş yolculuğumuz başlayacak.
Antalyaya varışımız bir sonraki gün sabah saatleri olacak